31 Ocak 2012 Salı

kalıpsız


anam anlatırdı. köylüsü bir abi iznik pazarında ayakkabı için bütün tezgâhları dolanmış, ama kendine göresini bir türlü bulamamış. esnafın biri denettiği ayakkabıların hiçbiri olmayınca “abicim amma kalıpsız ayağın var senin” deyip, bırakmış uğraşmayı.

abimiz -hatta anamın köylüsü olduğuna göre dayım olsun o benim- dayımız, ayakkabı alamadan düşmüş evin yoluna. köye çıkarken -yokuştur biraz, o yüzden 'çıkılır' derim hep- iznik'i boydan boya gören tepeye varınca ellerini savurarak “sensin kalıpsız” diye bağırmış.

aşağı yukarı beş km lik bir mesafe... dayıma o kadar işlemiş ki; sanki o yol boyunca ağır bir kaya taşımış içinde; en tepeye varınca da fırlatıp yuvarlamış aşağıya, iznik'e doğru.

dayımın ayaklar fazla kocamanmış, kalıpsızlığı ondan. benimkilerse küçüklüğünden :) biraz büyük gelse de dert etmeden ayakkabı almayı öğreneli çok oldu. arkadaşlarım ben yürüdükçe çıkan “lap lap lap” sesleriyle dalga geçerlerdi. içimdeki çocuğa büyüme payı bırakıyordum oysa hep!

neyse, uzatmayayım; sabahleyin ayağımdan fırlamaya can atan botlarımla yolun ortasından ortasından lap lop lap lap yürürken birden “hanımefendi” diyen bir ses. ben dönüp bakıncaya kadar bisikletli bir 'hanımefendi' gayet soğuk “ kaldırımda yürünmüyor mu?” deyip tekerleklerini çevirip bastı gitti.

ah dayım! ah bayan!

önce aptal bir gülümseme vardı suratımda elbette. ama sonra neler demedim ki içimden: “amaamaama bakın arabalar burunlarını ta nereye kadar sokmuşlar, amaamaamaama kaldırımlar buz içinde, kayıp kafayı yarmak var! ama ama ama ama ama..."

ama dolu sessizlik. yolun aynı tarafında bile değildik üstelik!

şimdi koca bir gün geçtiğine göre ellerimi savurup “sensin kalıpsız” deyip, salıyorum aşağıya kayayı. aman dostlarım kenara çekilin, taş yuvarlanıyor; altında kalmayın :)))

18 Ocak 2012

çocukluğa uyanmak



kar aydınlığı uyutmaz, çocukluğuna kalkarsın erkenden böyle sabahlarda.

odalara değil gençliğine doluyordur o incecik keman sesi; ki çıplak ağaç dallarında titreşen kar sızlatıyor sanırsın.

penceredeki resmin, müziğin içinde kalıp erimek istersin ama 'sorumlulukların var' der orta yaşlı iç sesin-belki abimdir-;kalk giyin git çalış, der. (hiç utanmadan!) :)